Sağlıklı bir yatak odası için 8 öneri

Sabah uyandığınızda kendinizi yattığınız zamandan daha yorgun mu hissediyorsunuz?

Baş ağrısı, burun tıkanıklığı ya da boğaz ağrısı günlük sabah rutininizin bir parçası mı?

En son ne zaman iyi bir uyku uyuduğunuzu hatırlamıyor ve her sabah kendinizi kırgın mı hissediyorsunuz?

Eğer en az birisine evet cevabı verdiyseniz okumaya devam edin çünkü yatak odanızın bir değişikliğe ihtiyacı olduğu apaçık ortada.

Yastık
Uzun ve yorucu bir günün ardından başınızı yastığa koyup derin bir nefes alma ihtiyacı duyarsınız. Ne yazık ki, yastıklar çok hızlı olarak insan sağlığına zararlı bakteri, spor ve mite’lar üretir. Bu canlılar da direkt olarak boğaz ağrısı, burun akıntısı ya da baş ağrısı gibi hastalıkların rutin hale gelmesine yol açar. Eğer siz de benzeri problemlere sahipseniz anti – bakteriyel  yastık almalı ve kılıfınızı mümkünse her gün değiştirmelisiniz.

Burun akıntısı ya da boğaz ağrısı gibi bakteriyel rahatsızlıklarınız yok ama boyun ve omuz ağrınız varsa yine tek suçlu yastığınızdır.  Zamanla eskiyen yastığınız dayanıklılığını ve vücudunuza sağladığı desteğini kaybeder ve boynunuzu vücudunuza paralel olarak değil, alçakta tutar. Bu da direkt olarak boyun ve sırt ağrılarına neden olur. Örneğin yastığınızı elinize alın ve bastırın, birkaç saniye sonra eski kabarıklığına gelmiyorsa değişimin vakti gelmiş demektir.

Saksı bitkileri
Saksı bitkileri odalarınıza hoş bir hava ve renkli bir görünüm katsa da aşırı sulandığı zamanlarda köklerinde çürüme meydana gelir ve bu çürük sporlar halinde havanıza karışır, sonuç olarak da astım gibi alerjik reaksiyonlar meydana gelir.

Faket neyse ki evinizdeki tüm bitkileri atmanıza gerek yok çünkü çözüm çok basit. Sadece toprağın üst kısmı kuruduğunda biraz su verin ve asla su içerisinde yüzmesine izin vermeyin.

Evcil hayvanlar
Köpek ve kediler her ne kadar birçok evcil hayvan sahibi için ailenin bir parçası olsa da uyku zamanı geldiğinde kesinlikle kendi yataklarına dönmeliler ve sizin yatağınızı asla paylaşmamalılar.

Sadece hareketleri ve erken uyanmaları ile uykunuzu bölmekle kalmazlar, aynı zamanda derilerinde taşıdıkları toz, polen, küf sporları ve bakteriler ile alerjik reaksiyon göstermenize ve hastalanmanıza neden olurlar.

Eğer siz olmadan uyuyamıyorlarsa yataklarını hemen sizinkine bitişik bir konuma getirebilirsiniz.

Mum
Mumlar her ne kadar romantik dekorasyonun vazgeçilmez bir parçası olsa da sürekli olarak yaktığınız ve soluduğunuz taktirde sağlığınızı büyük riske atıyorsunuz demektir.

Kokulu parafin mumlar sağlığınızı büyük riske atan benzen ve tolüen gibi zararlı ve yanınca buharlaşan maddeler içerirler.

Eğer mumdan vazgeçemiyorsanız kokulu bal mumu ya da soya mumu yakabilir ve mumun yandığı sırada karşılıklı pencereleri açık tutarak hava akışı sağlayabilirsiniz.

Toz filtreli süpürge
Toz filtreli elektrik süpürgeniz diğer odalardaki toz ve bakterileri yatak odanıza taşımanın en kolay yollarından birisidir. Her ne kadar gözle görünmese de süpürgenizi çalıştırdığınızda süpürmüş olduğunuz pislikler motor fanı yardımıyla, motor havalandırma deliklerinden mecburen dışarıya çıkar ve odanızın dört bir yanına dağılır.
Bunun olmaması için su filtreli ve anti – bakteriyel süpürgeler tercih etmelisiniz.

Yanlış temizleme ürünleri
Tabi ki yatak odanızın temiz olmasını istemeniz kadar doğal bir şey yok. Fakat kokulu ve kimyasal içeriğe sahip temizlik ürünleri hava yoluyla bile alerjen etki göstermenize neden olur. Bunların başında kaşınma, göz yaşarması, baş ağrısı, kızarıklık ve burun akıntısı gelir.

Eğer imkanınız varsa sirke gibi doğal ürünler kullanarak temizlik yapmalısınız, hiç değilse anti alerjen ürünler kullanın.

Nemlendirici
Soğuk kış aylarında kaşıntılı ve kuru bir cilt birçok kişinin problemidir. En kolay çözüm yolu yatarken su buharı püskürten oda nemlendiricileri kullanmaktır.

Fakat nemlendiricinin içerisindeki suyu günlük olarak değiştirmezseniz içerisinde küf mantarları oluşur ve maalesef uyuduğunuz sırada buhar yardımıyla hepsini yutmak zorunda kalırsınız. Bu da tüm sabah problemlerinizin tek kaynağı olabilir.

Pencereleriniz
Eğer  yatak odası pencereleriniz sürekli olarak kapalı ise toz, polen, mantar ve bakteri dolu bir hava içerisinde nefes alıyorsunuz demektir. Böyle bir havada halılardan yayılan mite’lar, makyaj malzemelerinden çıkan kimyasal maddeler ve hatta nemli havalarda duvarlardan gelen küf bulunur. Bu maddelerin son derece zararlı etkilerine maruz kalmamak için gün içerisinde kısa aralıklarla 2 ve 5 arasında camlarınızı açarak odanızı havalandırmalısınız.